Karışık anksiyete ve depresif bozukluk nedir?

Hem kaygı hem de çökkünlük belirtilerini aynı anda yaşayan ancak bu belirtilerin tek başına tam bir klinik tablo oluşturmadığı durumlar, günlük yaşamda önemli zorluklara yol açabilir. Karışık Anksiyete ve Depresif Bozukluk, tam da bu kesişimde yer alan, yaşam kalitesini derinden etkileyen ve profesyonel desteği gerektiren bir psikiyatrik durumdur.

12 Aralık 2025

Karışık Anksiyete ve Depresif Bozukluk (MADD) Nedir?


Karışık Anksiyete ve Depresif Bozukluk (İngilizce kısaltması MADD - Mixed Anxiety and Depressive Disorder), hem anksiyete (kaygı) hem de depresyon belirtilerinin aynı anda ve önemli ölçüde görüldüğü, ancak her iki bozukluğun da tek başına tam tanı kriterlerini karşılamadığı psikiyatrik bir durumdur. Bu bozukluk, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) tanı sınıflandırması olan ICD-10'da (International Classification of Diseases) resmi olarak yer alır. Amerikan Psikiyatri Birliği'nin DSM-5 tanı kriterlerinde ise ayrı bir kategori olarak değil, "Başka Türlü Adlandırılamayan Depresif Bozukluk" veya "Başka Türlü Adlandırılamayan Anksiyete Bozukluğu" gibi alt tipler içinde değerlendirilebilir.

Temel Özellikleri ve Tanı Kriterleri (ICD-10'a Göre)


  • Hem depresif hem de anksiyete belirtileri birlikte bulunur, ancak hiçbiri tek başına majör depresyon veya bir anksiyete bozukluğu (yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk gibi) tanısı koyduracak kadar şiddetli veya baskın değildir.
  • Belirtiler klinik olarak anlamlıdır; yani kişinin günlük yaşamını, işlevselliğini (iş, sosyal ilişkiler, öz bakım) belirgin şekilde etkiler ve sıkıntıya sokar.
  • Belirtilerin süresi genellikle en az iki hafta veya daha uzundur.
  • Belirtiler başka bir fiziksel hastalığa (örneğin tiroid problemleri), madde kullanımına veya başka bir psikiyatrik bozukluğa (travma sonrası stres bozukluğu gibi) bağlı değildir.

Yaygın Görülen Belirtiler

Belirtiler anksiyete ve depresyonun bir karışımıdır:

  • Duygudurumda: Sürekli hüzün, boşluk hissi, umutsuzluk, sinirlilik, kolay ağlama.
  • Kaygıda: Sürekli endişe, "köprüdeymiş gibi" gergin hissetme, en ufak şeylere aşırı tepki verme, felaketleştirme.
  • Bilişsel: Konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık, kararsızlık, zihnin sürekli meşgul olması.
  • Fiziksel (Somatik): Uyku problemleri (uykuya dalmakta güçlük, sık uyanma veya aşırı uyuma), iştah değişiklikleri, yorgunluk, enerji düşüklüği, baş ağrısı, kas gerginliği, mide-bağırsak şikayetleri, çarpıntı, titreme.
  • Davranışsal: İçe kapanma, sosyal aktivitelerden kaçınma, keyif aldığı etkinliklere karşı ilgi kaybı, motivasyon eksikliği.

Nedenleri ve Risk Faktörleri

Tek bir nedeni yoktur, biyopsikososyal bir etkileşim söz konusudur:

  • Biyolojik Faktörler: Genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler (serotonin, norepinefrin gibi nörotransmitterler), hormonal değişiklikler.
  • Psikolojik Faktörler: Mükemmeliyetçilik, düşük öz saygı, olumsuz düşünce kalıpları, geçmiş travmalar, stresle başa çıkmada zorluk.
  • Sosyal ve Çevresel Faktörler: Kronik stres (iş, finans, ilişkiler), kayıplar (yakın ölümü, iş kaybı), sosyal izolasyon, zorlu yaşam olayları.

Tanı ve Ayırıcı Tanı

Tanı, bir psikiyatrist veya klinik psikolog tarafından detaylı bir klinik görüşme ile konulur. Hekim, belirtilerin niteliğini, şiddetini, süresini ve işlevselliğe etkisini değerlendirir. Ayırıcı tanıda şunlar dikkate alınır:

  • Majör Depresyon
  • Yaygın Anksiyete Bozukluğu
  • Uyum Bozukluğu
  • Bipolar Bozukluk
  • Fiziksel hastalıklar (hipotiroidi, anemiler, kalp hastalıkları vb.)

Tedavi Yöntemleri

Tedavi, belirtilerin şiddetine ve kişinin ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilir. Genellikle psikoterapi ve gerekirse ilaç tedavisi birlikte kullanılır.

  • Psikoterapi: En etkili yöntemlerden biridir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) özellikle yaygındır. BDT, olumsuz ve işlevsiz düşünce kalıplarını (anksiyete ve depresyonu besleyen) tanımayı ve değiştirmeyi, aynı zamanda kaçınılan davranışları adım adım üstlenmeyi hedefler. Diğer terapiler arasında Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) ve Şema Terapi sayılabilir.
  • İlaç Tedavisi: Psikiyatrist değerlendirmesi sonucu gerekli görülürse antidepresanlar (özellikle SSRI ve SNRI grubu) reçete edilebilir. Bu ilaçlar hem depresif hem de anksiyete belirtilerini hafifletmede etkilidir. İlaçların etkisi birkaç haftada başlar ve doktor kontrolünde kullanılması çok önemlidir.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Düzenli egzersiz, dengeli beslenme, uyku hijyenini sağlama, stres yönetimi teknikleri (nefes egzersizleri, meditasyon, mindfulness), sosyal destek ağlarını güçlendirme ve alkol/kafeinden kaçınma tedaviye önemli katkı sağlar.

Önemi ve Sonuç

Karışık Anksiyete ve Depresif Bozukluk, "hafif" bir durum olarak görülmemelidir. Belirtiler kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilir ve tedavi edilmezse zamanla daha ağır bir depresyon veya anksiyete bozukluğuna dönüşebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile belirtiler büyük ölçüde kontrol altına alınabilir ve kişi sağlıklı işlevselliğine kavuşabilir. Psikiyatrik yardım almak, bu zorlu duygusal durumla başa çıkmada atılacak en önemli ve güçlü adımdır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap
şifre
Sizden Gelen Sorular / Yorumlar
İlk soruyu siz sormak istermisiniz?
Çok Okunanlar
Haber Bülteni
;