Anksiyete, her zaman olumsuz bir durum olarak değerlendirilmemelidir. Bireyin stres altında dikkatini dağıtıcı unsurlardan uzak tutmasına ve motive olmasına yardımcı olabilir. Ancak, bu kaygı durumu telaş ve yaşamınıza engel olmaya başladığında, ciddi bir problemle karşı karşıya olduğunuzu gösterir. Bu nedenle, kaygıyı kontrol altına alabilmek ve hayatın kontrolünü yeniden ele alabilmek için uygulanabilecek birçok çözüm yolu bulunmaktadır. Ağır anksiyete durumunu anlamak için bireyin baskı altında veya stresli bir durumla karşılaştığında yaşadığı endişe ve gerginlik gibi belirtiler gözlemlenmelidir. Eğer kaygı, vücudun tehlikeye verdiği doğal bir yanıt olarak ele alınırsa, sağlıklı bir kaygı dikkatimize yönelerek, uyanık kalmamızı ve işlevlerimizi kolaylaştırıcı bir yönde olabilir. Bu durum, bireyi harekete geçirir ve problemin çözümü için motivasyon sağlar. Ancak, eğer bu kaygı durumu yaşam tarzını ve insanlar arası ilişkileri olumsuz etkilemeye başladıysa, bu bireyin normal kaygı düzeyini aştığını ve kaygı bozukluğunun ileri seviyelerine ulaştığını gösterir.

Normal düzeyde anksiyete, bireyin kendi çözüm yollarıyla başa çıkabileceği bir durumdur. Ancak, ağır anksiyete durumunda bu süreç daha zorlu olabilir ve uzman kişiler tarafından tedavi gerektirebilir. Bu tedavi sürecinde bireyin tutumları da önemlidir. Rahat bir tutum sergilemek tedavi sürecinin başarısını artırabilir. Aksi halde, sadece dışarıdan yapılan tedavi olumsuz sonuçlar verebilir.