Panik atak ve anksiyete, modern yaşamın stresli ve hızlı temposunda sıkça karşılaşılan ruhsal sorunlar arasında yer almaktadır. Anksiyete, bireyin sürekli olarak endişe, kaygı ve telaş içinde hissettiği bir durumdur. Anksiyete yaşayan kişilerde; kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, ellerde titreme gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Yaşam boyu anksiyete bozukluğu geçirme olasılığı %25 civarındadır, ancak psikiyatri uzmanına başvuranların sayısı oldukça azdır. Anksiyete bozukluklarının çeşitli alt türleri mevcuttur ve panik atak da bu türlerden biridir. Panik atak, anksiyete bozukluğunun ani ve yoğun bir şekilde kendini gösteren biçimidir. Ataklar genellikle 10 dakika ile yarım saat arasında sürer, ancak ne zaman olacağı önceden bilinemez. Özellikle gençler ve ergenlik döneminde daha sık görülmekte olup, stresli durumlar bu atakların tetikleyicisi olabilir.

Panik atak sırasında bireyde aşağıdaki belirtilerden en az dördü bir arada görülebilir:

Panik ataklar ani bir şekilde ortaya çıkar ve önlenmesi için belirli bir etken yoktur. Atakların süresi ve sıklığı kişiye ve rahatsızlığın boyutuna göre değişir. Panik ataklar bazen belirli bir sebebe bağlı olarak oluşurken, bazen sebepsizce ortaya çıkabilir. Ruhsal belirtilerin yanı sıra bedensel belirtiler de görüldüğünden, farklı branşlardaki doktorlara başvurmak gerekebilir. Panik atak tehlikeli bir rahatsızlık olmamakla birlikte, bireyi ciddi şekilde tedirgin ve telaşlı hissettirir. Tedavi edilmediği takdirde, ciddi rahatsızlıklara sebep olabilir. Birey sürekli atak geçireceğini düşündüğü için korkar ve dışarı çıkmaktan kaçınır, kendisini eve hapseder. Bu durum, kişinin sosyal hayatını olumsuz etkiler ve yaşam kalitesini düşürür. Zamanla depresyona girme, alkol ve madde bağımlılığı geliştirme ve hatta intihara kadar ilerleyen ciddi sonuçlar doğurabilir.

Panik atağın kesin nedenleri bilinmemekle birlikte, biyopsikososyal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir. Bu rahatsızlık üzerine yapılan birçok araştırma ve teori bulunmaktadır. Bazı teoriler beyin işlev bozukluğuna ve beyindeki kimyasal maddelerin dengesizliğine işaret etmektedir. Panik atağın en büyük tetikleyicisi stres ve stresli bir yaşamdır. Ayrıca genetik yatkınlık da önemli bir faktördür. Bunun yanı sıra kalp rahatsızlıkları, endokrin bozuklukları ve solunum problemleri de panik ataklara sebep olabilir.

Panik atak geçiren bireyler, atakları genellikle kalp krizi ile karıştırabilir ve acile başvurabilirler. Doğru bir muayene ile panik atak kaynaklı olduğu anlaşılabilir. Panik atakta en etkili tedavi yöntemleri arasında gevşeme ve rahatlama sağlayan terapi teknikleri bulunmaktadır. Ayrıca, bireye göre uygun dozlarda ilaç tedavisi de uygulanabilir. Tedavi sürecinde bireyin yaşam kalitesini artırmak ve atakların sıklığını azaltmak amacıyla psikoterapi yöntemleri de önemli bir yer tutmaktadır.

Panik atak ve anksiyete bozuklukları, bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen rahatsızlıklardır. Bu tür rahatsızlıklarla başa çıkmak için aşağıdaki önerilere dikkat edilebilir:

Bu önlemler ve tedavi yöntemleri, panik atak ve anksiyete bozukluklarıyla başa çıkmada etkili olabilir. Ancak, her bireyin durumu farklıdır ve kişiye özel tedavi planları oluşturulmalıdır.