Anksiyete, bireyin kaygı ve endişe duygu durumlarını kontrol edemediği bir bozukluktur. Kaygı, kontrol altında tutulduğu sürece zararlı olmayan bir duygu durumudur. Ancak kaygı, korku ve endişeye dönüştüğünde ve bu durum günlük yaşamınızı engellemeye başladığında, anksiyete bozukluğu ile karşı karşıya olabilirsiniz.

Stresli durumlar veya baskı altında hissetmek, endişe duymanızın normal bir tepkisidir. Bu tür endişeler, sizi problem çözmeye yönlendirebilir ve dikkatinizi odaklamanıza yardımcı olabilir. Ancak, stres ve baskı yaşamınızı ve insan ilişkilerinizi olumsuz etkiliyorsa, bu endişe sınırını aşmış olabilir. Aşağıdaki sorulara göz atalım. Eğer bu sorulara cevabınız evet ise ve bu durumu atlatamayacağınızı hissediyorsanız, anksiyete bozukluğu sizde de başlamış olabilir:

Anksiyetenin hem duygusal hem de fiziksel belirtileri vardır. Duygusal belirtiler şunlardır:

Fiziksel belirtiler ise şunlardır:

Anksiyete krizi, yoğun korku nöbetleri olarak tanımlanır. Genellikle herhangi bir belirti olmadan aniden meydana gelir, 10 dakika içerisinde en yüksek seviyeye çıkar ve yaklaşık bir saat sürer. Bu kısa süreçte korku duygusunu o kadar yoğun yaşamak, ölüm hissini uyandırır. Kriz sonrasında, bu durumu kimsenin yardımının olmayacağı bir yerde yaşamaktan korkabilirsiniz.

Anksiyete krizinin belirtileri şunlardır:

Anksiyete krizleri yaşadığınızda, profesyonel yardım almanız gerekmektedir. Alacağınız tedavi, kaygılarınızı dayanılabilir seviyeye indirgemeye yardımcı olacaktır. Tedavi seçenekleri arasında terapi, ilaç tedavisi ve destek grupları bulunmaktadır. Kendi kendinize yardımcı olabilmek için ise aşağıdaki stratejileri uygulayabilirsiniz:

Anksiyete krizleri, doğru tedavi ve stratejilerle yönetilebilir. Kendinize karşı nazik olun ve yardım aramaktan çekinmeyin.