Anksiyete baş dönmesi, nöro-otolojik merkezlere başvuran hastalarda sıklıkla gözlemlenen bir durumdur. Denge işlevi bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve özellikle panik bozukluklarında baş dönmesi şikâyeti belirgindir. Anksiyete bozukluğu ve baş dönmesi olan hastaların tanı ve tedavi süreci oldukça karmaşıktır. Bu durum, hastaların gereksiz kaygı, korku, panik ve gerginlik yaşamalarına neden olur. Baş dönmesine sebebiyet veren en önemli anksiyete bozukluğu, panik atak hastalığıdır. İnsanların yaşamlarını sürdürebilmeleri ve tehlikeli durumlardan korunmaları açısından anksiyete ve stres önemlidir. Anksiyete, kişiyi sıkıntılı ve heyecanlı bir duruma sokar. Kişi, aniden kötü bir haber alacak veya kötü bir şey olacak mış gibi hisseder. Anksiyete türlerinin çoğunda baş dönmesi belirtiler arasındadır.

Panik bozukluğu genellikle gençlik döneminde ortaya çıkan bir hastalıktır. Ataklar 25 ile 30 dakika arasında sürebilir ve panik atağın ne zaman geleceği bilinmez. Bu hastalığa sebep olan faktörler henüz tam olarak bilinmemektedir. Atak geldiğinde bunu durduracak bir etken yoktur ve aniden başlar. Atakların sıklığı kişiye göre değişir.

Yaygın anksiyete bozukluğu, gerçek sorunlarla orantısız bir biçimde ortaya çıkan endişe ve kaygılanma ile karakterize edilen bir psikiyatrik bozukluktur. Anksiyete duygusu, bir tehlikenin ve korku anının sonucunda herkesin yaşayabileceği bir durumdur. Ancak anksiyetenin uzun sürmesi, şiddetinin artması, günlük işlerimizi ve sosyal hayatımızı etkilemesi, yaygın anksiyete bozukluğu olarak adlandırılan hastalığı meydana getirir.

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten büyük kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi olarak tanımlanabilir. Bu durum, kişinin sosyal hayatını ve iş yaşamını önemli ölçüde etkileyebilir.

Travma sonrası stres bozukluğu, kişinin sevilen bir yakınının kaybı, ciddi bir hastalık geçirme, kaza veya saldırı gibi travmatik olaylar sonrasında gelişir. Zamanla yas dönemi geçer, acı azalır ve hayat normale döner; ancak bazı insanlar bu durumu atlatamaz. Yaşadıkları travmatik olaydan aylar hatta yıllar geçse bile iyileşemezler. Bu kişiler, olayı tekrar tekrar yaşadıkları anlar olur; bazen rüyalarında bazen de gözlerinin önüne gelerek olayı yaşarlar. İşte bu durum, travma sonrası stres bozukluğuna yol açar.

Obsesif kompulsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri stres oluşturan düşünceler, korkular ve görüntüler nedeniyle huzursuz olurlar. Vücutlarına pislik ve mikrop bulaşmasından, başkalarına zarar vermekten, hata yapıp rezil olmaktan korkarlar. Ayrıca düzen ve simetri takıntıları da olabilir.

Anksiyete bozukluklarının tedavisinde farklı yöntemler kullanılabilir. Bunlar arasında psikoterapi, ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri ve stres yönetimi teknikleri bulunur. Tedavi, bireyin ihtiyaçlarına ve anksiyete bozukluğunun türüne göre kişiselleştirilmelidir. Psikoterapi, bireyin anksiyete ile başa çıkma becerilerini geliştirmesine yardımcı olurken, ilaç tedavisi semptomları hafifletmeyi amaçlar. Yaşam tarzı değişiklikleri ise düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli uyku gibi faktörleri içerir.